Türkiye’de Sektörel Üretim Zinciri ve COVİD19
Ülkemizde Covid-19 virüsünün yayılma hızının kontrol altına alınıyor olması, dikkatimizi daha yoğun bir şekilde ekonomik verilere odaklamamıza imkan sağlıyor. Ne yazık ki tüm dünyada ciddi bir talep daralması söz konusu. Kredi kartı verileri bize şubat ayına göre hem ABD’de (Görsel 1), hem Fransa’da (Görsel 2) talebin %50’den fazla düştüğünü gösteriyor. Türkiye’de ise bu oran şubat ayına göre genel olarak %33’lük bir daralmayı işaret ediyor (Görsel 3).
Peki bu daralma, sektörler arası üretim ağı sebebiyle ne kadar daha fazla dalgalanma yaratabilir? Yusuf Emre Akgündüz ile bu sorunun cevabını araştırdık. Analize Türkiye’deki imalat sektörünün kompozisyonuna bir göz atarak başlayalım. Görsel 4, imalat sektörünün alt kırılımlarının paylarını gösteriyor. Gıda %14.5 ile en yüksek orana sahipken, onu %13.6 (=%8.1+%5.4) ile “giyim+tekstil” takip ediyor. Sektörlerdeki bu farklılıklar, yaşanmakta olan sektörel talep şoklarının da muhtemel farklı etkiler yaratabileceğinin sinyallerini veriyor.
Görsel 5’te talep daralmalarını sektörel alt seviyelerde gösteriyoruz. Örneğin aynı dönemde süpermarket alanında %23’lük bir talep artışı gerçekleşirken, diğer bütün sektörlerde farklı seviyelerde talep daralmaları gözlemleniyor. En çok daralma yaşanan sektör %84’lük bir oranla “havayolu” olurken, Türkiye’de önemli bir paya sahip “giyim” sektörü de %67’lik bir talep daralması yaşanıyor.
Ne yazık ki bu talep daralmaları, yaşanan sektör ile kısıtlı kalmayacaktır. Bunun nedeni ise sektörlerin ticaret ağları ile birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olmalarıdır. Bunun önemini göstermek için Görsel 5, her bir sektörün toplam satışına, aynı sektörün diğer sektörlerden toplam mal alışını oranlıyor. “Giyim” sektörü %88 ile sektör dışından oran olarak en çok mal alan, “tütün” de %7 ile en az mal alan sektörler olarak ön plana çıkıyorlar.
Giyim sektörünün diğer sektörlerden bu kadar yüksek mal alma oranı, yaşayacağı herhangi bir talep şokunu müşterisi olduğu diğer sektörlere de bulaştıracağı anlamına geliyor. Örneğin sokaktaki vatandaş kıyafet talebini azalttığında, kıyafet üreticisi de üretimini yavaşlatacak, ve tekstil sektöründen daha az kumaş talep edecektir. Bu gibi sektörler arası ticaret ağlarını hesaba kattığımızda, giyim sektörünün şu anda yaşadığı şokun 3 ay süreceği varsayımı altında, diğer sektörlerde yaratacağı artçıl şokları Görsel 6’da özetledik. Burada en ilginç olan sonuç, giyim sektörünün tekstil sektöründe -%13 oranında bir daralma yaratabileceğidir. Benzer şekilde, giyime olan talep, deri imalatını da -%2.8 oranında daraltacaktır.
Şimdi de benzer bir analizi genişlemekte olan gıda sektörü için yapalım. Marketlerdeki artış oranın gıdaya olan talep ile paralel olduğu varsayımı altında, geçtiğimiz ay yaşanan %23’lük artışın gıda sektörüne mal satan diğer sektörlere olan etkisi Görsel 7’de verilmiştir. Yine bu şokun 3 ay süreceği varsayımı altında, plastik üreticilerine olan talep yıllık oranda %2, kimyasal ürünler imalatçılarına da %1.1 artış olarak yansıyacaktır.
Sonuç olarak bu çalışmadan öğrendiğimiz, sektörler yaşadıkları talep şoklarını müşterisi oldukları sektörlere de yansıtmaktadırlar. O sebeple etkili sanayi politikası müdahalelerinde, üretim/talep ağında merkezi konumda olan sektörlerin önceliklendirilmesi, yaşanan şokların tahribatlarının azaltılması konusunda etkili olacaktır.
Bu yazının anlattığı orijinal makaleye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
—— Makaleye Ulaşmak İçin Buraya Tıklayınız ——
Kaynak: Akçiğit, Ufuk ve Yusuf Emre Akgündüz (2020) “Türkiye'de Covid-19 Odaklı Talep Şoklarının Coğrafi ve Sektörel Yayılımı", Chicago Üniversitesi Çalışma Tebliği.