Korona’nın Sosyal Anatomisi
Türkiye’de ilk Korona vakası görülmesinden bu yana tam 2,5 ay geçti. Bu sürede resmi kayıtlara göre 160,000’e yakın insana bu virüsün bulaştığı tespit edildi. Peki Korona’ya yakalanan insanların demografisi hakkında ne biliyoruz? Elimizde veri eksikliğinden ötürü bu sorunun cevabı hakkında bildiklerimiz ne yazık ki çok kısıtlı. Halbuki bu konuda oluşacak sağlıklı bir bilgi havuzu, toplumun bilinçlenmesi için önemli rol oynayabilir.
Ciddi veri sıkıntısının yaşandığı bir ortamda, bugün sizlerle yepyeni bir veri setinden hesapladığım sonuçları paylaşacağım. Kullandığım veri setinin ismi DYNATA. Bu veri setinin özelliği, 28 Mart tarihinden itibaren diğer ülkelerin yanında Türkiye’de de hergün ortalama 35,000 kişiye telefon ile anket yapılması. Bu soruların arasında en önemlileri, hastaların gösterdikleri semptomlar hakkında sorulanlar. Ben de bugün, Korona semptomlarından “nefes darlığı, ateş ve öksürük” belirtisini aynı anda hisseden kişilerin istatistiklerini sizlerle paylaşacağım.
Sonuçları sunmadan önce kısa bir hatırlatma: Eminim ki politika yapıcıların elinde bu bilgilerin çok daha detaylıları vardır. Unutulmamalıdır ki, benim burada kullandığım veriler anket sonuçlarıdır. Dolayısıyla her ankette olduğu gibi burada da elde ettiğimiz sonuçları resmi rakamların önünde tutmamakta fayda var. Bu hatırlatmadan sonra şimdi sonuçları tartışalım.
Semptom Gösterenlerin Oranları
Grafik 1’de, yukarıda belirttiğim üç belirtiyi de gösterenlerin oranını gösteriyorum. Bu grafiğe göre Mart sonunda ankete katılanların %8’i Korona belirtilerini gösterdiklerini söylemişler. Alınan önlemler sonucu bu oran %3 seviyesine kadar düşmüş. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu, semptomlardaki düşüş 21 Nisan sonrasında duruyor. Dün bu konuda çok detaylı bir blog yazısı yazmıştım. İlgilenenler “buraya tıklayarak“ okuyabilirler.
Semptomların Yaşa Göre Değişimi
Daha önce yazdığım bloglarda, Korona vakalarında yaşın önemine değinmiştim (detay için “buraya tıklayınız”). Türkiye’de de vakaların önüne geçebilmek ve toplumdaki zararı azaltmak için “20 yaş altı ve 65 yaş üstü” kişilere evlerinde kalma zorunluluğu getirilmişti. Bu durumda bu grubun semptom oranının en düşük olmasını bekleriz. Geri kalan nüfusu da 21-45 yaş aralığı ve 46-65 yaş aralığı olarak ikiye bölerek semptom oranlarını inceleyeceğim. Grafik 2 bize bu kırılımları zaman içerisinde sunuyor.
Görüldüğü gibi Mart sonu itibariyle en az etkilenmiş grup “20 yaş altı ve 65 yaş üstü“ olarak görülüyor. Diğer taraftan ankete katılanlardan en çok semptom gösteren grup 46-65 yaşındakiler. %25’lerden başlayan semptom oranı, Nisan ortasında ülke ortalamasına düşmüş ve sabitlenmiş. Peki 45 yaş üstündeki bu yüksek oran nasıl açıklanabilir? Bunun için insanların gelir düzeyine bakmak fikir verecektir.
Semptomların Gelir Düzeyine Göre Değişimi
Şimdi de semptom oranlarını gelir düzeyine göre beş grup halinde göstereceğim:
1) “En düşük”: Yıllık Geliri 10.000 TRY altında olanlar
2) “Düşük”: Yıllık Geliri 10.000-30.000 TRY arasında olanlar
3) “Orta”: Yıllık Geliri 30.000-75.000 TRY arasında olanlar
4) “Yüksek”: Yıllık Geliri 75.000-150.000 TRY arasında olanlar
5) “En yüksek”: Yıllık Geliri 150.000 TRY üstünde olanlar
Grafik 3 bize sonuçları gösteriyor. Buradaki ilginç sonuç, semptomların özellikle “en yüksek” gelirlilerde Mart sonunda en yoğun (%25) olduğunu gösteriyor. İkinci en yüksek seviye de Mart sonunda %10 oranla bir alt grup olan “yüksek” gelirlilerde.
Semptomların Uçuş Sıklığına Göre Değişimi
Peki yüksek gelir düzeyi neden Korona semptomlarına sebep oluyor? Bunun birçok açıklaması olabilir. Ancak muhtemel nedenlerden birisi, bu kişilerin seyahat sıklığı. Bu amaçla elimdeki verileri üç gruba bölüyorum:
1) “Sık uçanlar”: Ankete katılanlar arasında aylık uçuşları en yoğun olan %25'lik grup.
2) “Hiç uçmayanlar”
3) “Seyrek uçanlar”: 1 ve 2’den geriye kalan grup.
Sonuçları Grafik 4’te gösteriyorum. Hiç uçmayanlarda semptomlar en düşük seviyeyken, seyrek uçanlarda semptomlar daha yüksek seviyede. Ancak en yüksek oran, sık uçan insanlar arasında gözlemleniyor. Türkiye’de sık uçan grubun semptom oranı, zaman içerisinde uçmayanlara yaklaşıyor ve Mayıs ayında aynı seviyeye geliyor.
Özetle:
1) Veriler, toplumun bilinçlenmesi için çok önemli. Korona’nın toplumda nasıl görüldüğü hakkında ne kadar çok şey bilirsek, toplum olarak o kadar bilinçli davranır ve önlem alabiliriz.
2) Semptom oranları Mart sonundan itibaren düşüyor ancak bu düşüş Nisan’ın üçüncü haftasına duruyor. Buradaki muhtemel sebeplerden bir tanesi, uygulanan sokağa çıkma yasakları esnasındaki market ulaşımlarının da yasaklanması (detaylar için lütfen dünkü yazımı okuyunuz).
3) Semptomlar özellikle 45 yaş üstü kişilerde daha çok görülüyor (burada 45 yaş altındakiler daha çok asemptomatik olabilirler, bunu bilebilmemiz mümkün değil).
4) Semptomlar daha çok yüksek gelirlilerde görülüyor.
5) Semptomlar daha çok sık seyahat eden ve sık uçan kişilerde görülüyor.
Politika Önerisi:
Bu sonuçlarda özellikle benim gibi sık seyahat eden kişiler için ciddi uyarılar var. Hem yurt içi hem yurt dışı uçuşların yeniden başlamak üzere olduğu bu günlerde, filmi başa sarmamak için çok dikkatli olunmalı. Uçaklar sosyal mesafenin korunmasının en zor olduğu yerlerin başında geliyor. Verilerden de gördüğümüz gibi, sık uçmak ile semptomlar arasında çok ciddi bir korelasyon var. Yapılması gereken, eski uçuş uygulamalarını terk etmek ve uçuş öncesi ve uçak içi sosyal mesafe düzeninin çok ciddi bir şekilde yeniden düzenlenmesidir.
Herkese sağlıklı ve güvenli seyahatler dilerim…